Mors'la 4 Kasımda başlayan birlikteliğimizde 26 gün içinde 6500 km yol katetmişim.
Ağırlıklı olarak Ege bölgesinde dolaştık.
Çok fazla sayılmasa da bazı konularda aracı tanıma şansım oldu.
Gerçekten severek kullandığımı belirtmeliyim. Keyif veriyor. İyi ki almışım.
Maddeler halinde anlatmaya çalışayım.
1. Yol tutuş. Bu konuda fazla söze bırakmadan beni mutlu etti. Direksiyon hakimiyeti, kontrol edilebilir duygusunu güçlü hissettiriyor. Dolgun direksiyon hızlandıkça elinizin altında güven veriyor. Çok iyi.
2. Rüzgar direnci. Özellikle yüksek yapısı ve yumuşak amortisörleri nedeniyle C5A'nın beni en çok rahatsız yönü burasıydı. Mors C5A dan sonra çok stabil kaldı. Rüzgar vuruyor banamısın demiyor. Balıkesir İzmir aradı fırtına gibi rüzgarları gördüm. Başarılıydı.
3. Rüzgar sesi. Shark ve C5A çok fazla rüzgar sesi oluşturuyordu. Elbette otoban üstü hızlardan söz ediyorum. Mors ise çerçevesiz kapılara rağmen ikisinden de daha sessiz. Bu en çok şaşırdığım yönü oldu. Ciddi hızlarda elbette duyuluyor ama önceki 2 araca göre her hızda çok daha az ses duyuluyor.
4. Bagaj. Çok yolculuk ettiğim için yükleme, boşaltma açısından bagaj çok kullanışlı geldi. Liftback araç hayranıydım, işlevselliği ile gerçekten mutlu etti.
5. İç hacim. İçi siyah ağırlıklı döşeli olduğu için kasvetli olabilir diye düşünüyordum. Ancak önde oturan için bu farkedilmiyor bile. Arkada pek oturanım olmasa da cam tavan o konuda sıkıntıya yol açmıyor.
Diz mesafesi ise yeterli. Benim koltuğumun bile arkasına makul boylu yetişkinler oturabiliyor.
6. Ses sistemi. Focal ciddi fark yaratıyor. Tertemiz bir ses veriyor. Normalde dinlemediğim müzikler bile kulağıma hoş gelmeye başladı. Fazla söze gerek yok.
7. Motor şanzıman sürüş modları bunları zaten anlatmaya gerek yok. Spor moda bir iki kere denemek için aldım. Normal modda her isteğime yanıt veriyor.
8. Yakıt. Aynı motorlu C5A dan 1.5-2 litre arası daha az yakıyor. Dizel 508 Sharkla uzun süre ortalamam 7.5 litreydi. Kasım ayı ortalamam MORS'la 7.8 litre. Kastırmadan makul hızlarda kullanınca 5 ila 5,5 litreleri görmek hiç zor değil. Tabii dayanabilir ve gaza basmamayı başarırsanız.
9. Mini direksiyon, kadranlar, Android Auto ile navigasyonun yansıtılması klima sistemi, ambiyans ışığı, yumuşacık torpido vs ile sempati yaratıyor. Oyuncakları ile gönül kazanıyor.
10. Farlar. Full Led farlar, otomatik uzun-kısa geçişleri çok işlevsel. Viraj içi aydınlatma işe yarıyor.
11. Yarı otonom sürüş özellikleri otoyolda kullanmaktan keyif alıyorum. Özellikle Kuzey Marmara otoyolu şerit takip, şerit ortalama ve ACC ile anlamadan geçip gidiyor.
Çok övdüm. Abartıyorsun diyenler olacaktır. Haklı da olabilirler. Ben bunları hissettim, bunları yazdım.
Keşke dediğim 2 şey sayabilirim. Açılır cam sun roof yerine keşke tam fakat açılmayan cam tavan olsa daha çok hoşlanırdım.
Bir de bence frenleri sanki daha iyi olabilirdi. Belki eski sahibinin kullanım şekli nedeniyle balatalar sertleşmiş olabilir, ama sanki frene basınca balata diske yapışmıyor gibi geliyor. Sert balata duygusu var.
Çok uzun bir yazı oldu. Bu 6500 kilometrelik yolculuğumuzda Mors'un bana düşündürdükleri, hissettirdikleri böyleydi.
Hepinize kazasız, arızasız, sağlıklı günler dilerim.
VOG-L29 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi