Hangi Marka benzin/mazot kullanıyorsunuz?

[ibosener]

Bundan haberim yoktu. Çalışanları adına üzüldüm. Umarım kimseler zarar görmeden düzlüğe çıkarlar.

[reisG]

denizcilik sektöründe her türlü rezillik vardır. Aslında bu sektör tamamen ne kadar çok kazık atarım ne kadar az kazık yerim sektörüdür. bir ara buluşmalarda hikayeleri anlatırım.

[Ömer Gedik]

Dilovası mı? Dilovasından her geçtiğimde iç devirdaim tuşunu açıp burada insanlar nasıl yaşıyor diye düşünürüm. Diğer bölgelere göre 30 kat kanser oranından bahsediyoruz. Allah kolaylık versin.

Benim güzergahım Bahçeşehir-İzmit (Umuttepe)-Bahçeşehir birde gidiş dönüşte bakırköy ve bahçelievlerde var. Günlük 300 km

[ibosener]

denizcilik sektöründe her türlü rezillik vardır. Aslında bu sektör tamamen ne kadar çok kazık atarım ne kadar az kazık yerim sektörüdür. bir ara buluşmalarda hikayeleri anlatırım.

Zevkle dinlerim ReisG. Enteresan hikayeler anlatacağını tahmin ediyorum.

Dilovası mı? Dilovasından her geçtiğimde iç devirdaim tuşunu açıp burada insanlar nasıl yaşıyor diye düşünürüm. Diğer bölgelere göre 30 kat kanser oranından bahsediyoruz. Allah kolaylık versin.

Benim güzergahım Bahçeşehir-İzmit (Umuttepe)-Bahçeşehir birde gidiş dönüşte bakırköy ve bahçelievlerde var. Günlük 300 km

Sana da Allah kolaylık versin Ömer GEDİK. İnsanlar bir şekilde yaşıyor, malum ekmek parası. Bende 8 yıldır gidip geliyorum. 30 kat kanser olayınca gelince, benim herhangi bir araştırmam yok ancak Dilovası çok hızlı gelişen (hatta gelişen demesekte irileşen desek daha doğru) dolayısı ile rantın yüksek olduğu/olabileceği bir bölge. Bu tür söylentilerin rant paylışımı kökenli olduğu iddiaları da mevcut. Bilirsin "istatistik rakamları kullanarak yalan söyleme sanatıdır" derler. Kanser konusunda da "kanser vakaları şu kadar yılda şu kadar arttı" diye istatistik açıklıyorlar. Ama aynı dönem içinde nüfus ne kadar arttı, bunların geldikleri bölgeler vs açıklanmıyor. Bilindiği gibi Kanser denen illet birkaç gecede oluşmuyor. O nedenle bu araştırmaların daha detaylı yapılması gerekli bence.

[Ömer Gedik]

ibosener

Havadaki kimyasal kokusu bile sadece oradan geçerken bile bana yetiyor. Orada ekmeğini kovalayanlara Allah kolaylık versin.

[ibosener]

ibosener

Havadaki kimyasal kokusu bile sadece oradan geçerken bile bana yetiyor. Orada ekmeğini kovalayanlara Allah kolaylık versin.

Yukarıdaki mesajımda amacım Dilovasını savunmak, burası çok güzel, yaşanılası bir yer gibi anlatmak değildi. Sadece buradaki sorunların kanseri patlattığı gibi iddialara şüpheli yaklaştığımı belirtmek istemiştim. Ülke yada toplum olarak ne yazık ki hiçbir şeyi gerektiği gibi yapmıyoruz. Şu "idare eder" mantığından kurtulamadık gitti. Her konuda olduğu gibi sanayileşmede de "idare eder" mantığının dolaylı sonucudur bu. Kocaman bir alanı hiçbir altyapısı olmadan organize sanayi bölgesi olarak ilan etmişler. Sanyi yerleşimide alanın büyüklüğü nedeni ile dağınık olunca hizmet götürmekte zor oluyor haliyle. Örneğin yıl 2011 ve 250-300 kişinin çalıştığı bizim fabrikada şebeke suyu yok. Atasözünün tam anlamıyıla taşıma suyla fabrika çalıştırıyoruz. (Üretim için su gerekli değil bunu da ekleyeyim). Sözünü ettiğin koku konusu ise birçok sanayi kuruluşunun sorunu. Tuzla dericiler' den geçerken zaman zaman yayılan kokuya ne dersin

Bu sorunların nedenleri, alınabilecek önlemler, sebeb-sonuç ilişkileri çok ayrı ve konumuzlada ilgili değilk tabiii . Gerçek olan şu, burada bir takım olumsuzluklar var, buda kendini koku, hastalık, altyapı sorunları vs gibi sebeblerle kendini gösteriyor. Ve insanlar ekmek parası için bu riskleri göze alıyor, çünkü daha iyi bir alternatifleri yok.

[Ömer Gedik]

Dilovası ile ilgili haberler çıktı TV'de. Bebeklerin dışkısında Ağır metal var diyorlar. Doktor'un biri açıklıyordu. Pek dinleyemedim. Konu yakıt vergilerinden nereye geldi.

[ibosener]

Dilovası ile ilgili haberler çıktı TV'de. Bebeklerin dışkısında Ağır metal var diyorlar. Doktor'un biri açıklıyordu. Pek dinleyemedim. Konu yakıt vergilerinden nereye geldi.

Haklısın Ömer. Aynı yada benzer haber 8 Ocak tarihli Hürriyet gazetesinde yer almıştı. Benim söylemek istediğim şu. Tüm Kocaeli ve Körfez sanayileşmeden dolayı tehdit altında. İzmit Dilovasından çok daha önce bu sıkıntıları yaşamış ve -bence- halen yaşayan bir yer. Dilovası sanırım son 10 yılda hızla sanayileşmeye başladı. Ve gündemde sürekli Dilovası var. Aynı haberde araştırmanın Kandırada' da yapıldığı ve belirtilmiş ama sonuçlarına değinilmemiş. Kandıra da risk altındaysa Hereke' de risk altında sayılmaz mı? Çayırova, Gebze, İzmit' te bu tür olaylar yok mu? Oradaki sanayi kuruluşları dört dörtlük mü? çalışıyor da bu sorunlar oluşmuyor? Buralarda dillenen bir teoriye göre de; Haydarpaşa limanının kapatılması gündemde biliyorsun. İstanbul' un Anadolu yakası için liman yapımına müsait yer arayışları sürüyor. Dilovası da buraların başında geliyor. Zaten YILPORT ismi ile bir liman var. Doğan grubu da bu bölgede liman/antrepo vs. için arayışta olduğu söylentileri ve bu nedenle doğan grubunun kasıtlı olarak bu haberleri yaptığı arsa fiyatlarını frenlemek yada aşağı çekerek ucuza yer kapatmak iddiaları var. Dediği gibi bunlar sadece bir teori ama olayın birde bu yönünü göz önünde bulundurmak lazım. Neden sadece Dilovası

Konunun buralara gelmesi, bence forumda düşünen, sorgulayan ve tartışan insanların olduğunun göstergesidir. Böyle insanların Ülkemde çoğalması dileğimle...

Bu arad sana bir not: eğer vaktin olursa (yolunun üzerindeyim) bir çayımı içmek için fabrikaya beklerim. Eğer olabilir dersen fabrika bilgilerini sana PM gönderebilrim.

[ibosener]

Dilovası'nda durum gayet 'normal'
31/01/2011 11:29

Dilovası'nda fotoğraf çektiğim evin 2 çocuğu da astım. Kahvehanede herkesin bir yakını kanserden ölmüş. Yanda taziyeler kabul ediliyor.


Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, 8 Ocak’ta Kocaeli’nin sanayi beldesi Dilovası’yla ilgili tüyler ürperten bir rapor açıkladı. Devam etmekte olan araştırmadaki ilk bulgulara göre Dilovası beldesinde anne sütünde ve yenidoğan bebeklerin dışkısında normalden yüksek oranda ağır metallere rastlandı.

Hemen ardından, sırasıyla AKP Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, Kocaeli Valisi Ercan Topaca ve diğer yetkililer Prof. Hamzaoğlu’nu yalanlayarak “Dilovası’nda anormal bir durumun olmadığını” söyledi. Ama Dilovası sokaklarında küçük bir tur bile burada ‘anormal bir durum’ olduğunu görmeye yetiyor.



Kahvehaneden kanser manzaraları
Dilovası Organize Sanayi Bölgelerinin hemen yanındaki Dil İskelesi Mahallesi’nde geziyorum. Fotoğraf çekmek için çatısına çıktığım evdeki bir kadın 2 çocuğunun da bronşit, astım olduğunu söylüyor. Mahalle kahvehanesinde oturan Ağrılı Şerif Bozkurt’un ağabeyi Sürmeli Bozkurt akciğer kanserinden 6 yıl önce ölmüş. Bozkurt, “Kanser karaciğere, midesine, her yerine sıçradı. Yıllardır buradaki kirliliği soluyoruz” diyor.

Rahmi Dursun da 2 ay önce kuzenini akciğer kanserinden kaybettiğini anlatıyor: “Geceleri burada kokudan durulmuyor, göz gözü görmüyor. Özellikle sabaha karşı fabrikaların bacalarından yoğun bir duman çıkıyor. Burada herkesin bir yakını ya kanserden ölmüş ya da kansere yakalanmış durumda.”
Kahvehanedekiler Dilovası’ndaki sağlık sorunlarına dikkat çekmek için hemen yanlarından geçen Anadolu Otobanı’nı trafiğe kapatarak eylem yapmayı planlıyor. Kahvehanenin yakınlarındaki bir evde ise taziyeler kabul ediliyor.

Yakup Tekeş, ölen Kemal Tekeş’in oğlu ve Dilovası’yla ilgili şüpheleri var: “Babam siroz hastasıydı. Ben de merak ettim. Doktorlara ‘Dilovası’nda yaşadığımız için mi babam hasta oldu?’ diye sordum. Babam içki kullanmazdı. Doktorlar tüm ciğerlerinin kum dolu olduğunu söyledi. İçi dolmuş, tedavi oldu ancak kurtulamadı. Benim oğlum da astım hastası.”

‘Dilovası kanserovası demek halka zarar veriyor’
Dilovası’nda durum bu. Yine de bölgede anne sütünün bile zehirli olduğu yönündeki araştırmaya, bürokratların yanı sıra sivil toplum kuruluşundan da tepki var! Dilovası Ekoloji Sağlık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Teker, “Dilovası’nda sağlık sorunu var, inkâr etmemiz mümkün değil. Ancak sürekli sorunları değil, çözümlerini tartışalım. Sadece sorunları konuşmak, Dilovası’na ‘kanserovası’ demek bölge halkına da zarar veriyor. Hali vakti yerinde olanlar burayı terk ediyor. Böylece Dilovası gittikçe küçülüyor. Bu da Dilovası’nı tamamen sanayiye çevirmek isteyenlerin işine geliyor” diyor.



Peki ne yapılmalı? “Bizim taleplerimiz net” diyen Teker şöyle sıralıyor: Artık bölgede yeni sanayi kuruluşları kurulmasın. Halen kapasite arttırımı oluyor. Mevcut sanayi kuruluşları, uluslararası standartlar neyi gerektiriyorsa yerine getirsin. Denetimler sıklaştırılsın, cezalar caydırıcı olsun. Çarpık kentleşmeye karşı toplu konut projeleri yapılsın.


2004’ten beri ‘Kanserovası’nda ne yapıldı?
Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Bölümü, 1995-2004 arasında, Sağlık Bakanlığı verileri ve ölüm kayıtlarını taradı. Dilovası’nda her 3 ölümden 1’inin kanserden olduğu tespit edildi. Yüzde 33’lük oran, bir rekordu. 2006’da TBMM araştırma komisyonu kurdu. Komisyon tavsiyeleri doğrultusunda bölgede hava kalitesi izlemeye alındı. Kocaeli’nde kanser erken tedavi merkezi kuruldu. Ancak deniz, kara ve demiryollarının düğüm noktasındaki bölgede sanayi kapasitesi -komisyonun tavsiyesinin aksine- giderek arttı.

Her şey 1960’larda başladı
Dilovası’nda sanayileşme 1960’larda başladı. Şimdi 5 organize sanayi bölgesi, 1 sanayi sitesi, 193 sanayi kuruluşu ve 20 binden fazla çalışan var. E-5 ve TEM Otoyolu’nun geçtiği Dilovası’nın nüfusu yaklaşık 45 bin.



Kemoterapi sohbeti
12 yıl boyunca Dilovası’nda bir deterjan fabrikasında çalışan 63 yaşındaki Sami Dinçer, şimdi Kocaeli Üniversitesi Onkoloji Bölümü’nde kemoterapi görüyor. Sami Dinçer’e, 7 ay önce kolon kanseri teşhisi konulmuş. Yıllarca Dilovası’nda yaşayan Dinçer, emekli olduktan sonra Gebze’ye taşınmış. Dinçer, bir yandan kemoterapi tedavisi devam ederken diğer yandan anlatıyor: “Deterjanlar ambalaj olduktan sonra temizlik yapıyorduk. Maske takıyorduk ancak faydası olmuyordu. Çok yoğun deterjan tozu vardı. İç organlarım durma noktasına gelmişti. İlk önce ‘bağırsak tembelliği’ gibi şeyler söylendi. Doktor, ‘Neler yapıyordun?’ diye sordu. Çalıştığım yeri anlattım. ‘Deterjanlardan olmuştur, bir anda olmaz, uzun bir süre sonunda oluşur’ dedi. Eylülde ilk ameliyatımı oldum. 4 aydır da kemoterapi görüyorum.”

‘Dilovası’ndan hastamız çok’
Sami Dinçer’i ameliyat eden Kocaeli Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ahmet Alponat, “Dilovası’ndan hastamız çok” diyor.

“O bölgede o kadar çok kanserojen var ki... Hangisi kanseri tetikliyor, bunu tespit etmek o kadar kolay değil. Dilovası Sağlık Bakanlığı tarafından da kontrol ediliyor. Kimyasallara uzun süre maruz kalmak, sadece kolon değil, akciğer gibi birçok kanserin tetiğini çeken faktör. Bu fabrikalardan çıkan kimyasallar bulutlara takılıp üzerinize yağabiliyor. Solunuyor. Tüm bunlar kanseri tetikliyor. Sadece deterjan demek doğru olmaz ancak kimyasal ve o bölgedeki havayı solumak kanseri tetikliyor. Kalınbağırsak ve sindirim sistemine ait tümörlerin dışında vücudun diğer organlarındaki tümörlerde de bölge (Dilovası) ön plana çıktı. Bu, Türkiye’nin gerçeği. O bölgede insanlar camlarını açamıyor. Dilovası’ndan hastamız çok.”

‘Nasıl bilecektik?’
Sami Dinçer, kemoterapi sırasında anlatmaya devam ediyor: “Benim zamanımda çalışan 8-10 arkadaşım kanserden öldü. Bir arkadaşım da akciğer kanserinden Göztepe’de tedavi oluyormuş. Bir arkadaşım, kendine çok güvenir, hiç maske kullanmazdı. Bir gün hastalandı, kansermiş. 3 ay içinde öldü.”
Sami Amca’ya çalıştığı yere kızgın olup olmadığını soruyorum. Cevabı ilginç: “Sonuçta çok iyi para veriyordu. Herkes oraya girmek istiyordu. Kızgın değilim. Böyle olacağını nasıl bilecektik?”




BOŞ ARAZİYE 1000 TON ARITMA ÇAMURU BOŞALTILMIŞ
Sanayi kuruluşları ile konut alanlarının içiçe girmesi nedeniyle, kanser vakalarının dünya ortalamalarının 30 kat üzerinde olduğu belirlenen, kirlilik konusunda bilimadamları ile siyasiler arasında tartışmalar yaşanan Dilovası’nda yeni bir çevre skandalı ortaya çıktı. Dilovası Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol ekiplerinin yaptığı denetimlerde, bölgeye yaklaşık 1000 ton endüstriyel nitelikli ve zehirli olabilecek arıtma çamuru döküldüğü belirlendi.

Dilovası Belediyesi Çevre Denetim ekibinin yaptığı kontrollerde, Tavşancıl- Çerkeşli köyleri arasındaki araziye dökülen, içinde çeşitli kimyasalın da bulunduğu atık çamurunun yaklaşık bin ton olduğu belirtildi. Atık çamuru arasında kozmetik tüpleri, firmalara ait birçok etiket, kantar ve sipariş fişlerinin olduğu da tespit edildi.

Belediye ekipleri bu etiketlerden yola çıkarak şu ana kadar üç ayrı firmaya ulaştı. Bu firmaların yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, atıklarını İzmit’te faaliyet gösteren bir arıtma çamuru bertaraf tesisine teslim ettiklerini belirttikleri öğrenildi.

YERALTI SULARINA SIZMA TEHLİKESİ
Adapazarı, İzmit ve Gebze’de faaliyet gösteren üç ayrı firmanın endüstriyel nitelikli arıtma çamurunda zehirli bileşenlerin bulanabileceği, bu zehirlerin de yağmur suyu ile beraber toprağa veya suya karışabileceği kaydedildi. Bu durum, Dilovası’nda yeni bir çevre felaketinin habercisi olarak nitelendiriliyor.

Dilovası Belediyesi’nden yapılan açıklamada, yaklaşık 80 kamyon endüstriyel nitelikli arıtma çamurunun vahşice doğaya atıldığı belirtilerek şöyle denildi:

"Kocaeli Valiliği İl Çevre ve Orman Müdürlüğü, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Dairesi Başkanlığı ve ilgili firma yetkilileri ile beraber atıkların atıldığı bölgede ikinci bir kez inceleme yapıldı. Kocaeli İl Çevre ve Orman Müdürlüğü ekipleri de atık numunesi aldı. Bunları buraya boşaltanlar hakkında en ağır ceza müeyyideleri uygulanacak." (DHA)


Kaynak : http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77

[ibosener]

Yukarıdaki haberi Radikal gazetesi yeni haber gibi tekrar servis etmiş. O haberle ilgili bir başka iddia da burada.

İspatlamazsa davalık olacak

Dilovası'nda kanserin anne sütünden başladığı iddia eden Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'na iddialarını ispat etmesi istendi. 16.01.2011,01:14:33


Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, Dilovası'nda 100 kişiden 33'ünün kanserden öldüğü ve kanserin anne sütünden başladığı iddialarını gündeme getirenKocaeliÜniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'nun ortaya attığı iddiaları ispatlamazsa hakkında suç duyurusunda bulunulacağını söyledi.

TBMM Dilovası Araştırma Komisyonu eski Başkanı, Kocaeli Milletvekili Eyüp Ayar, uzun sürenin ardından Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu'nun açıklamalarıyla tekrar çevre kirliliği vekanseriddialarıyla tekrar gündeme gelen Dİlovası'nda basın toplantısı düzenledi.

Dilovası'nda her yüz kişiden 33'ünün kanserden hayatını kaybettiği iddialarını yalanlayan Eyüp ayar, ilçedeki kanser vakalarınınTürkiyeortalamasında olduğunu söyledi. Ayar, "Dilovası'ndaki kanser vakaları yüzde 12 oranında. Onur Hamzaoğlu'nun açıkladığı rakamlar gerçekleri yansıtmıyor" dedi.

Ayar, Onur Hamzaoğlu'nun "Kanser anne sütünden başlıyor" şeklindeki açıklamalarına da anlam veremediğini ifade ederek "Sayın hocamız bu tespitleri neye göre yaptığını bilmiyoruz. Kendisinden yaptığı çalışmaları ve verileri istedik. Cevabı "Çalışmalarım sürüyor" oldu. Kocaeli Üniversitesi'ne ve YÖK'e yazı yazdık. Gündeme getirdiği iddiaları ispatlayamazsa hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Çevre ve Orman Bakanlığımız bu konuyla ilgili harekete geçti" diye konuştu. Ayar şöyle devam etti;

"Kocaeli Üniversitesi Halk Sağlığı Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu o zamanlar da ortaya bir iddia atmıştı. Dilovası Türkiye ortalamasının üç katı yüzde 33 ölüm oranları karşısında hava kirliliğinden dolayı kanserden ölüyor demişti. O zaman iddiaları boş çıkmıştı.

Biz Dilovası'nda sadece hava kirliliği değil üç ana nokta üzerinde duruyoruz. Ana noktalar hava, su, toprak. Birde kirleticileri onları araştırıyoruz. Sanayiciden mi, halktan mı, oto yollardan mı, limanlardan mı kaynaklı olduğunu bakıyoruz. Bu araştırmalar ilgili bakanlık tarafından sürekli denetlenerek yapılmaktadır. Dilovası heran her saniye canlı, canlı takip edilmektedir. Üç noktada ölçüm cihazları tarafından yapılan bu denetimleri herkes internetten bakabilir. Kirlilik tespit edilse anında müdahale edilir. Kimsenin bundan şüphesi olmasın.

"Hamzaoğlu'nun açıklamaları gerçek dışı. Çünkü yaptığı ve kamuoyu ile paylaştığı iddialar herhangi bir çalışmaya, testlere ve somut belgelere dayanmıyor. 2005 yılındaki açıklamalarını yineliyor. Sadece şimdi diyor ki Hamzaoğlu, yaptığım çalışmalarda Dilovası'ndaki çocukların dışkılarında ve anne sütünde metal çıktı. Bizde diyoruz ki o zaman ver elindeki testleri bizle paylaş ona göre işlem yapalım. Onu da yapmıyor."


Kaynak : http://www.attabot.com/haber-oku/isp...lacak-3616210/

[dely308]

Ben benzini ilk olarak Shell den alıyordum.Ancak promosyon konusunda o kadar pinti ki anlatamam! ayrıca da pislik içinde birçok bayi ile karşılaştım.Araştırdım ve Türk firma yok mu dedim baktım ki en Türk olan OPET miş. Ben de hemen ona başladım ama başka artılarını da görfüm.Mesela yaygın bir ağı var.Örneğin Ürgüp ten yaklaşık 20-30 km sonra koskoca vaha gibi bir yerin ortasında opet bulmak ve onun da yöreye bakınca tertemiz olması çok şaşırttı beni. Bir de otobilim olayı var.Kredi kartı tanımlaması yaılarak kullanılan turuncu virgül şeklinde bir alet.Çok pratik . OPET in sitesinden kredi kartı ekleyip çıkarabiliyorsnuz ve daha bir çok ayar yapılabiliyor(ayda kaç kez ve toplam ne kadar yakıt alınabileceği falan).Araçtan hiç inmeden yakıt alabiliyorsunuz.Anahtarlığı pompacı pompaya okutuyor ve anında kredi kartından geçiyor.Başka özellik arayan yoksa tercih edilebilir bir marka bence "OPET"

[Haluk]

opet farkı açıyor ankette

[mimit]

Benzin ve lpg de yıllarıdr Shell den vazgeçmedim en ufak bir sorunda yaşamadım performans olarak ta bu iki ürün kullandığım araçta diğerleri oranla daha iyi sonuçlar verdi,yıllardır aracımı götürdüğüm ustamda dizel e geçince opet i gösterdi depo bitsin opetciyiz ankarada shell ile aralarında dizel yakıtta 15 20 kuruş fark var ama usta öyle dedi napalım.

[Esat]

genelde total ama bazende opet

[Dreamcatcher]

Kastamonu'da yaşayan biri olarak opet ten şamıyorum.denemelerim sonucunda bir depo yakıtta 50 ila 100 km fazla yapıyorum opetle..Shell in mazotu da iyidir ama ince olduğu için sarfiyatı fazladır..sonuç olarak benim de tavsiyem opet..
Bu arada Resi bey in söylediklerine inanıyorum..sözkonusu kaçak yakıtlar anadoluya da dağıtılıyormu acaba?

[mtfpkr]

bende genelde poetten yakıt alıyorum

[Esat]

bende genelde poetten yakıt alıyorum

Poet yenimi acildi

[powermoon]

Genelde Shell'i tercih ederim ama acil ise Total veya BP de olabilir. Bu 3ü dışında başka istasyondan almıyorum.

[gokhancpt]

ataşehirdeki arkadaşlar, hangi benzinligi tercih ediyorsunuz? opeti tercih ediyordum, enjektorlerde problem çıktı, shell den denedim araba arada bir tekledi, son olarak altunizade deki total dan aldım, sanki araba biraz daha farklı oldu

[cmr_cihangir]

Uzunca bir süre sudeposunun karşısındaki shell istasyonundan yakıt almıştım. Üstelik diesel gtl dedikleri pahalı olanından. Son 1.5 senedir sürekli artan yakıt fiyatlarınında etkisiyle orayı tarihin karanlık sayfalarına gömüp gümrüğün karşısındaki full e abone oldum. Valla memnunum sorunsuz aracımı kullanıyorum üstelik bazen Tanerhocam'ı da görme ve muhabbet etme imkanım oluyor. Size de tavsiye ederim.

Not: Biz genelde pazar sabahları (9-10 arası) yakıt alıyoruz bilginize.