Usta o çıksın senin arabayı yenileriz sıkıntı yok :D
Printable View
Chevrolet mi o :)
https://fbcdn-sphotos-a.akamaihd.net...98828270_n.jpg
Araç mı zayıf, bisiklet mi güçlü ???
Oğuzalp sorunları çözmene sevindim. ;)
Yasin abi İyi ki kapıdan filan çarpmamış Aracın içindeki yaralanırdı herhalde :D
Bu arada Araba çok çok zayıf sebebi ise Bizim araçlardaki Şasi uçlarınını bağlayan yatay parça bu araçta yok görünüyor. Yoksa mümkün değil bu kadar içeri girmezdi.
oha diyorum başka da birşey demiyorum arkadaş yaaa
arkadaş ben bundan sonra gammax binicem herşeyden vaz geçiyorum :D :D
Bisikletin tekerlek mukavemetini küçümsemeyin. Herhangi plastik tamponlu bir arabada aynı sonuç olabilir.
Selamlar forum ahalisi :)
Nassin iyisen :) :) :)
Misafir gelebilir :D Yakında
rus sürücü araç içindeki polislere emniyet kemeri takmadıkları ve cep telefonu kullandıkları için hesap soruyor...
http://www.youtube.com/watch?feature...;v=fuNRl0sX5qk
Türk polislerinin gözünü seveimm hemen 66 tl ahaha :D
Cok iyi :gül4: adam birde hemen kemer takti.
Ömer araç temizliği için seninle görüşmemizi söylediler :)
Bugün 206 mın motor pervanesini değiştircektim ses yapıyodu. yağlayarak sorunu çözdüm.
Not: Orginali 140 TL
Merhaba arkadaşlar,
Dün akşam başımdan geçen trajikomik bir olayı paylaşmak istedim sizinle. Hani derler ya, Allah herşeyin hayırlısını versin diye... Ben de diyorum ki Allah belanın bile hayırlısını versin. Gelelim olaya:
Hem Taksim Tömer'de halletmemiz gereken bir iş için, hem de biraz değişiklik olsun diye akşam serinliğine doğru minik Yubin Can'ı da alarak yola koyulduk. İşlerimizi halledip nezih bir kafede çay ve kahve içerek akşam keyfi yaptık. Doğduğundan beri ilk defa mahşeri kalabalık gören Yubin Can'ın keyfine diyecek yoktu. Sağa sola kafa sallayıp, gülücükler saçarak epey bi ilgi odağı oldu kerata :nazar
Dönüş esnasında bir kalabalık dikkatimizi çekti ve bakmak istedik. 3-5 genç toplaşmışlar roman havası oynuyorlardı. Oldukça da iyiydiler hani. Bizim ufaklık "ne yapıyor bu şoparlar acaba?" dercesine bakıyordu. Derken, Yurdacan (kardeşim) "abi arkadan araba geliyor kenara çekil biraz" dedi. Bi baktım bizim biraderin araba dediği belediyenin çöp kamyoneti. Adam öyle bi sürüyoki, yolda insan var mı yok mu hiç tikinde değil. Anlık bir adrenalin pompasıyla Yubin Can'ın pusetini kenara çekmek için bulduğum aralıklardan yolun sağına doğru kaçmaya çalışıyorken, başörtülü orta yaşlı bir hanım ablaya ön tekeri değdirmiş bulundum. Gözgöze geldiğimizde hafif mimik yaparak ve gülümseyerek "özür dilemek" istedim. Kadın bi ayağına bi bana bakıyordu ama o an çöp arabasından kaçmaktan başka düşündüğüm birşey yoktu.. Daha fazla durmak istemedik ve kalabalığın arasından sıyrılarak yola revan olduk.
Normal bir tempoda yürüyerek Taksim meydana doğru ilerliyoruz. Kardeşim ve eşi arkadan bizi takip ediyorlar. Tam meydanda yanıma bir aile yanaştı ve ne olduğunu anlamadığım bir dilde birşeyler söylemeye başladılar. Adamın kucağında küçük bir çocuk, ondan büyükçe iki çocuk daha ve ayağına dokunduğum hanım. Adam sinirli... birşeyler söylüyor ama anlamıyorum. İngilizce "sorry" dedim. Kadın ingilizce biliyormuş başladı "you ismail, you ismail" demeye. Hay Allah! İsmail kim yahu?!
Biz afallamış şekilde birbirimize bakarken kadın veryansın ediyor, ayağını gösteriyor, sonra habire "you ismail, you ismail" diyor. Sonradan jeton düştü tabi. Meğer "bana çarptın, sonra da güldün bana" demek istiyormuş. Hanım ablayla pek muhatap olmak istemediğim için dilimin döndüğünce, adamın anlayacağı şekilde olayı izah etmeye çalıştım. O an panik olduğumu, isteyerek yapmadığımı (ki sadece ön teker dokundu), gülümseyerek özür dilemek istediğimi söyledim. Adam zaten kucağındaki bebenin de vermiş olduğu bezginlikle zaten ikna olmuş durumda lakin kadın bir türlü durmuyor... Habire aynı şeyleri söylüyor.. "you ismail, why?" Adama anlattığım şeyleri kadına da söylüyorum. O habire "you ismail, why?" diyor. Bunu kibarca özür dilemek için yaptığımı, bunun beden dili olduğunu söylüyorum. Nafile, plak takılmış birkere :)
Dedim "ne yapabilirim sizin için? canınız mı yandı, incindiniz mi, hastaneye götüreyim isterseniz?"... Yok.. hala diretiyor. "you ismail, you ismail".. O esnada kardeşim devreye girdi, ve sinirli bir şekilde "hadi polise gidelim" dedi. Ben ise olayın o kadar büyütülecek bir tarafını görmediğim için tekrar özür diliyorum vs vs.
Polis lafını duyan hatun sonra nereli olduğumuzu sordu. Türküz dedik. Top sakal, kulakta küpe, yanımızda Koreli bir kadın bizi ülkenin yabancısı sandı zahir. Türk olduğumuzu öğrenen hatun bizi ayıplarcasına başını sağa sola salladı ve dönüp arkalarını yola koyuldular. O esnada ben arkalarından seslendim "siz nerelisiniz?" diye... İranlılarmış.
Yurdacan başladı dalga geçmeye "abi iyi ki İran'da değildik, yoksa vay haline" diye. Vay ki ne vay, Allah muhafaza :)
Şimdi benim merak ettiğim şu.. kadın neden bu kadar tepki gösterdi? Acaba gerçekten canı yandı da benim birşey yapmamama mı kızdı (ki o an ne yapılabilir gerçekten bilmiyorum, sadece hafif bi dokunma oldu), yoksa beden diliyle özür dilememi mi yanlış anladı, yoksa tüm bunlar sadece edepsizlik miydi?
Biraz uzunca oldu kusura bakmayın.. Yine tekrarlıyorum, Allah herşeyin hayırlısını versin. Şu an oldu hala gülüyorum :)